Tırnak bakımı sırları
Ellerimiz ve tırnaklarımız gün içinde en çok dikkat çeken en önemli aksesuarımızdır. Güzel ve sağlıklı tırnaklara ulaşmanın en önemli sırrı ise bakımları ihmal etmemek. Bildiğiniz tüm manikür rutinlerini ve tırnak bakım yöntemlerini unutmaya hazır mısınız? Bu sefer tüm tabuları yıkıyoruz ve doğru olduğu sanılan yanlışları düzeltiyoruz. Eğer hazırsanız tırnak bakımımıza başlayalım.
Tırnaklarımızda en çok kullandığımız araç olan törpüyle başlayalım. Tırnaklarımıza zarar vermediği ve daha hassas davrandığı için kağıt ya da cam törpüleri tercih etmeliyiz. Metal törpüler tırnaklarda mikro çatlaklara ve kırıklara neden olabildiği için tırnaklarımızı zamanla yıpratır.
Tırnak bakımımıza törpülemeyle başlıyoruz. Yalnız dikkat ettiyseniz ojelerimi silmedim. Oje tırnakların üzerinde koruyucu bir katman görevi görüyor özellikle ince, kırılan ya da kat kat ayrılan tırnaklara sahipseniz törpülerken törpünün en ufak bir hareketi bile aslında zarar verebilir. Oje sayesinde tırnağımıza ek bir koruma sağlıyoruz. Ben genelde ojelerimi silmeden önce törpülüyorum. Törpülerken törpüyü ileri geri hareket ettirmek yerine tek tarafa törpülüyorum. Yine bu hareketle tırnağımıza zarar vermemeyi amaçlıyoruz.
Ayrıca törpüleme işlemini daha sonra yapacağım bakım küründen de önce yaptım. ( Bu kısma birazdan geleceğiz.) Tırnaklarımız suyu ağırlığının 3 katına kadar çekebiliyor. Su tırnakların katmanlarının birbirinden ayrılmasına neden oluyor. Bu da tırnakların yumuşamasına ve kat kat ayrılmasına neden oluyor. Aslında sanılanın aksine tırnağı suda bekletip herhangi bir işlem yapmak bize yarar değil aksine zarar sağlıyor.
Mesela tırnaklarımın normal haline ve suda bekledikten sonraki haline bakalım. Normal halinde daha kıvrık ve daha küçükken suda beklediğinde resmen genleşmiş olduğunu görebiliyoruz.
Törpüleme işlemi sonrasında bir oje çıkarıcıyla ojelerimi siliyorum. Oje çıkarıcıların içindeki aseton tırnaklarda kurumaya neden olduğu için genelde asetonsuz çıkarıcı tercih etmek daha yararlı oluyor. Ben burada nedense asetonlu tercih etmişim. Aslında genellikle aseton içeren çıkarıcılarla ojeyi çıkarmak daha kolay oluyor. Asetonun tırnağımda uzun süre kalmasını engellemek için ellerimi işim biter bitmez küçük bir tırnak fırçasıyla tırnaklarımı fırçalayarak yıkıyorum.
Sıra geldi tırnakları nemlendirmeye ve güçlendirmeye. Herkesin evinde mutfakta bulabileceği doğal malzemeler kullanıyorum. Küçük bir kasenin içine 1 yemek kaşığı zeytin yağı, 1 yemek kaşığı tuz, 1 yemek kaşığı ( isteğe göre yarım) limon suyu, 1 yemek kaşığı sirke ( tercihen elma sirkesi), isteğe bağlı olarak başka tırnaklara olumlu etkisi olan yağlar ( ben hindistan cevizi yağı tercih ettim.) ve son olarak da biraz su koyup karıştırıyoruz. Tırnaklarıma ve etlerine masaj yaparak 15-30dk arasında tırnaklarımı bu karışımda bekletiyorum. Masaj yaparken gerekiyorsa tırnak etlerimi de diğer elim yardımıyla nazikçe geri itiyorum. Asla tırnak etlerimi kesmiyorum. Bu karışımı ellerinize de sürebilirsiniz. Zeytin yağı mükemmel bir nemlendirici görevi görecektir. Daha sonra eğer zamanım varsa ellerimi bir havlu kağıda sildikten sonra eldiven giyip bekliyorum. Hatta geceyse ve ertesi güne işim yoksa eldivenle yatıyorum. Sabaha hem ellerime hem de tırnaklarıma mükemmel bir bakım yapmış oluyorum. Zamanım yoksa da ellerimi yıkıyorum.
Son aşamada ojelerimi sürüyorum. Ojemi sürerken asla base coat oje (taban ojesi), oje ve top coat oje (son kat ojesi) üçlüsünden ödün vermiyorum. Base coat kullanmak hem ojemin daha uzun süre dayanmasını hem de ojedeki renkli pigmentlerin tırnağıma geçerek tırnaklarımı sarartmasını engelliyor. Top coat ise daha parlak ve daha kalıcı ojeye sahip olmamı sağlıyor.
Tırnak bakım rutinim bu şekilde. Bu bakımları ihmal etmediğim sürede benim çabuk kırılan ince tırnaklarım bile sağlıklı ve güçlü oluyorlar. Siz de düzenli bakımlarla güzel tırnaklara sahip olabilirsiniz.
Haydi şimdi videoda tüm bu bahsettiğimiz bakımları uygulamalı olarak beraber yapalım.